
Akkuyu'da Son Viraj! Nükleer Reaktör Türkiye'ye Geliyor
Rusya'nın başkenti Moskova'da düzenlenen "Dünya Nükleer Haftası" uluslararası forumu, Türkiye için önemli bir gelişmeye sahne oldu. Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin (NGS) 4. Güç Ünitesi'ne ait reaktör basınç kabı, Türkiye'ye teslim edilmek üzere yola çıktı. Bu sevkiyat, projenin önemli bir aşamasını tamamlarken, Türkiye'nin nükleer enerji hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynayacak.
Akkuyu NGS'de Kritik Aşama Tamamlandı
Üzerinde "Gelecek Yakında" yazan devasa reaktör kabı, yaklaşık üç hafta sonra Mersin'e ulaşacak. Rusya nükleer endüstrisinin 80. yılını kutladığı bu anlamlı etkinlikte, sevk töreni canlı olarak yayınlandı. Törende, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Zafer Demircan ve Rosatom Genel Müdürü Aleksei Likhachev de hazır bulundu. Yapılan bu sevkiyat ile birlikte nükleer adaların şekillendirilmesi süreci tamamlanmış olacak.
Akkuyu NGS 1. Güç Ünitesi'nden enerji üretiminin 2026 yılı içinde başlaması planlanıyor. Bakan Yardımcısı Demircan, törende yaptığı açıklamada, 2050 yılına kadar küçük modüler reaktörler (SMR) gibi yenilikçi teknolojileri de içeren en az 20 gigavatlık nükleer kapasiteyi devreye almayı hedeflediklerini belirtti.
Bakan Yardımcısı Demircan'ın açıklamaları şu şekildeydi:
“Akkuyu NGS'nin Türkiye'nin barışçıl nükleer gelişiminde bir dönüm noktası olduğunu belirtmek isterim. 4. Güç Ünitesi’nin reaktör kabının sahaya teslim edilmesi, iki ülkenin projeyi uygulama konusundaki ortak kararlılığının güçlü bir göstergesidir. 1. Güç Ünitesi’nden ilk enerjiyi 2026 yılı içerisinde üretmeyi hedefliyoruz. 2028 yılı sonuna kadar tüm üniteler tam kapasiteyle faaliyete geçecek. Akkuyu NGS ile elektrik üretimimizin yüzde 10'unu karşılayacak ve yılda 35 milyon ton karbon emisyonunu azaltacağız."
Santralin Kalbi Yola Çıktı
Forum kapsamında bir grup gazeteciye konuşan Akkuyu Nükleer A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Anton Dedusenko da santraldeki son duruma ilişkin önemli bilgiler verdi. Dedusenko, sahada, dört güç ünitesinin tamamının tesislerinde çalışmaların devam ettiğini dile getirdi. Ayrıca, Akkuyu NGS'nin tüm güç ünitelerinin binalarına teknik su sağlamak için kullanılacak deniz ve kıyı hidroteknik tesisleri kompleksinin inşaatının tamamlanmak üzere olduğunu belirtti.
Dedusenko'nun açıklamalarına göre, NGS'de üretilen elektriği şebekeye iletecek olan ‘Gaz Yalıtımlı Anahtarlama Tertibatı’nın 2025 sonuna kadar tamamlanması planlanıyor. Dedusenko, bu tertibatın önemini şu sözlerle vurguladı:
“Bu, NGS'nin kilit bileşenlerinden biri ve reaktörün amacı bakımından insan kalbiyle karşılaştırılabilirse, ‘Gaz Yalıtımlı Anahtarlama Tertibatı’ üretilen elektriği çeşitli tüketicilere, başta Türkiye enerji şebekesine dağıtmaktan sorumlu olan sinir sistemine benzetilebilir."
Yerlileştirme Hacmi Rekor Kırdı
Dudesenko, projenin başlangıcında hesaplanan yerlileştirme hacminin tahmini 4 milyar dolar olduğunu, ancak gelinen noktada bu rakamın 11 milyar dolara ulaştığını açıkladı. Çeşitli aşamalarda yaklaşık 2 bin şirketin tedarikçi ve yüklenici olarak projeye katıldığını aktaran Dudesenko, Türk sanayi işletmelerinin, daha karmaşık olanlar da dahil olmak üzere, yeni ürün türlerinin üretimine başlayarak, sipariş hacmini artırdığını belirtti. Bu sayede, Türk şirketlerinin daha rekabetçi hale gelerek hem Türkiye'de hem de yurt dışında diğer atom santrallerinin yapım projelerine katılmayı umduklarını ifade etti.
Dudesenko, Akkuyu NGS’nin işletilmesi sayesinde Türkiye'nin, santralin tüm yaşam döngüsü boyunca toplam 420 milyar metreküp doğal gaz ithalatından tasarruf edebileceğinin altını çizdi. Ayrıca, nükleer güç santralinin, güç ile arazi kullanım oranı dikkate alındığında son derece yüksek verimliliğe sahip bir elektrik üretim kaynağı olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin enerji bağımsızlığı ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelimi açısından büyük önem taşıyan Akkuyu NGS projesinde kritik bir aşama daha geride kaldı. Reaktör basınç kabının Türkiye'ye doğru yola çıkması, projenin planlanan takvime uygun ilerlediğini gösteriyor. 2026 yılında ilk ünitenin devreye girmesiyle birlikte Türkiye, nükleer enerjinin avantajlarından faydalanmaya başlayacak ve enerji portföyünü çeşitlendirerek dışa bağımlılığını azaltma yolunda önemli bir adım atmış olacak.