Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Tan Sağtürk, Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin 'Çelebi Operası'nın Dünya Prömiyerini yaparak adını tarihe yazdırdığını duyurdu. Bu önemli etkinlik, sanatseverler için kaçırılmaması gereken bir fırsat sunuyor.
Çelebi Operası: Bir Başyapıtın Doğuşu
Ankara Devlet Opera ve Balesi, librettosunu Cumhuriyet'in ilk kuşak sanatçılarından Ekrem Reşit Rey'in yazdığı ve bestesini Türk Beşleri'nin önemli isimlerinden Cemal Reşit Rey'in yaptığı 'Çelebi' operasının dünya prömiyeri ile sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Eserin Dünya Prömiyeri, Gürçil Çeliktaş'ın rejisi ile 19 Nisan 2025 Cumartesi akşamı Opera Sahnesi'nde gerçekleştirilecek.
Tan Sağtürk, Cemal Reşit Rey’in ‘Çelebi Operası’; Ahmed Adnan Saygun’un ‘Gılgamış Destanı’ ve yine Cemal Reşit Rey’in ‘Deli Dolu Opereti’nin meslektaşları tarafından özverili çalışmalarıyla gün yüzüne çıktığını ifade etti. Sağtürk, eserlerin müze değeri taşıdığını belirterek, “Orijinal el yazması notaları, beyaz eldivenlerle en hassas şekilde, bir mücevherat ustası edasıyla çalışıldı. Her biri bir pırlanta değerinde olan eserler, bu çalışmayla Devlet Opera ve Balesinin repertuvarında yer alıyorlar. Ankara Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü'müz, bu eserlerden ‘Çelebi Operası’nın Dünya Prömiyerini yaparak adını tarihe yazdırıyor. Türk Beşleri'nin en önemli isimlerinden biri olan Cemal Reşit Rey, senfonik müzik ve piyano eserlerinin yanı sıra sahne yapıtlarıyla da Türk müziğine büyük katkılarda bulunmuştur” şeklinde konuştu.
Bu eserlerin gün yüzüne çıkarılması, Türk sanat tarihine ışık tutan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Eserin Özellikleri ve Anlamı
Tan Sağtürk, bestelenen Çelebi Operası’nın hem müzikal dili hem de dramatik yapısıyla Türk operasının gelişim sürecinde önemli bir kilometre taşı olduğunu belirterek, “1942-1945 yılları arasında ilk versiyonunun bestelendiği ve 1975 yılında piyano-şan partisyonunun tamamlandığı 30 yıllık bir serüvenle ortaya çıkan ‘Çelebi’ Operası'nı sahneliyor olmaktan ötürü kıvanç duyuyoruz. Müziğinde halk müziği motiflerini Batı müziği teknikleriyle işleyerek ulusal kimliği güçlü bir biçimde yansıtan Cemal Reşit Rey, Çelebi operasında da bu yaklaşımını sürdürmüştür. Eserde, Osmanlı kültürüne özgü ince ve zarif bir estetik anlayışı, batı müziğinin armonik ve orkestral olanaklarıyla ustaca harmanlanmıştır” ifadelerinde bulundu.
Operanın, adını Osmanlı döneminde ilim, sanat ve edebiyata merakıyla bilinen ve kültürlü, zarif bir insan tipi olarak tanımlanan ‘Çelebi’ karakterinden aldığını ifade eden Sağtürk, “Eserde, bu karakterin dünyayı ve insan ilişkilerini anlama çabası işlenirken, aynı zamanda doğu-batı sentezi ekseninde kültürel bir yolculuk da anlatılır. Çelebi'nin karşılaştığı olaylar ve karakterler, dönemin sosyal ve kültürel yapısına ışık tutarken, Cemal Reşit Rey'in müzikal anlatımı da bu dramatik çerçeveyi güçlendirmektedir. Bu aynı zamanda Ata’mızın mirasına sahip çıkma girişimidir. Tarihimize sahip çıkmaktır” diye konuştu.
Rejisör Gürçil Çeliktaş ise eserin Lale Devri’nde geçtiği için kompozisyon itibariyle modern bir eser olduğunu kaydederek, “O dönemle müziği birleştirmeye uğraştık ve sonunda eser ortaya çıktı. Zor bir eserdi, sahneye koyması da zordu. Ama sonunda başarıya ulaştık sanırım. Eserin 4’üncü perdesi olmamıştı. Cemal Reşit Rey’i ziyaret ettim. Sonra genel müdürümü çağırdım, onunla bir anlaşma yaptılar. 4’üncü perde de bitti. Sonunda eser geldi ama uzun müddet sahneye konamadı, biraz fazla güçlü bir eser olduğu için. Nihayet başardık sanırım. Sonuna geldik. Seyirci de sevecektir” şeklinde konuştu.
Sonuç
Çelebi Operası'nın dünya prömiyeri, Türk sanat tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Hem müzikal hem de kültürel açıdan zengin bir deneyim sunan bu eser, gelecek nesillere aktarılacak değerli bir mirastır. Tan Sağtürk'ün liderliğindeki Devlet Opera ve Balesi'nin bu girişimi, Türk sanatının uluslararası alanda tanınmasına büyük katkı sağlayacaktır. Sanatseverlerin bu tarihi ana tanıklık etmesi, hem eserin değerini artıracak hem de Türk sanatına verilen önemi gösterecektir.