
Ekrem Hoca'nın İzinde: Bir Uğurun Hikayesi
Erzurumlu Ekrem Hoca, Sefaköy'den Üsküdar'a uzanan bir hayat yolculuğunda, kitaplarla ve insanlarla kurduğu eşsiz bağlarla tanındı. Abidin Dino'nun fırçasından çıkmışçasına, koltuğunun altındaki kitaplarla yürüyen bu bilge insan, her kesimden insanla sevgi ve saygıya dayalı iletişim kurmayı başarırdı. Onun hayatı, bir öğrenciye rehberlik etmekten, kütüphanesiz evlere kitap götürmeye kadar birçok anlamlı anıyla dolu.
Ekrem Hoca'nın İnsanlara Dokunuşu
Ekrem Hoca, nüktedanlığı ve espri anlayışıyla en zor meselelerin üstesinden gelirdi. O, insanlara dokunmanın ve onları anlamanın en etkili yolunun iletişim olduğuna inanırdı. Bir öğrenciyi Üsküdar'daki bir yurda gizlice yerleştirmesi, onun eğitime verdiği değeri gösterirken, odasını tamamen kitaplarla doldurması ise bilgiye olan tutkusunu simgeliyordu. Hocanın en önemli özelliklerinden biri de, Anadolu'yu dolaşarak kırtasiyelerden kitaplar alıp, ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarına kütüphaneler kurmasıydı. "Mutfaksız evden ziyade kütüphanesiz evlere acımak lazım" sözü, onun bu anlamlı faaliyetinin temelini oluşturuyordu.
Kitaplarla Birlikte Yakalanma Korkusu
1980 ihtilali sonrası, kitapların bile tehlikeli görüldüğü bir dönemde, Ekrem Hoca'nın kitap sevgisi ve insanlara ulaşma çabası devam etti. Bir gün, öğrencisi Eymen'e Sefaköy'deki bir camiye kitap götürme görevi verdi. Bu görev sırasında yaşanan bir olay, o dönemin zorluklarını ve insanların kitaplara olan bakış açısını gözler önüne seriyordu. Minibüste kitapların düşmesi ve şoförün tepkisi, o günlerin korku dolu atmosferini yansıtıyordu.
"Eymen Uğurlu" Hitabının Anlamı
Yıllar sonra Sakarya'da karşılaştıklarında, Ekrem Hoca yine camileri gezerek imamların kütüphanelerini kontrol etti. Yorgunluktan bitap düşen öğrencisine bakkaldan bisküvi ve üzüm alarak moral verdi. Hocanın "Haydi bakalım Eymen Uğurlu, uğursuzluk yapma emi" sözü, aslında bir selam ve motivasyon ifadesiydi. Eymen kelimesinin sağ tarafta olan, uğurlu ve hayırlı anlamına geldiğini öğrenen öğrenci, hocasının kendisine olan inancını ve sevgisini daha iyi anladı. Ekrem Hoca, öğrencisine sadece bilgi vermekle kalmıyor, aynı zamanda ona güç veriyor ve hayata umutla bakmasını sağlıyordu.
Ekrem Hoca, pandemi döneminde hayata veda etti. Ancak onun kitap sevgisi, insanlara dokunuşu ve ardında bıraktığı miras yaşamaya devam ediyor. O, tanıdığım en özgür ruhlu insanlardan biriydi. Herkesle iletişim kurabilmesi, saygı görmesi belki de bu özgüven ve iradeye bağlıydı. Kim bilir, aramızda yaşayan nice buna benzer hayırlılar, uğurlular, eymenler vardır... Azıcık kalp gözümüzü aralasak göreceğiz.