
Hamas'tan Şartlı Evet! İsrail'e Kritik Mesaj Ne?
Hamas'ın, Trump tarafından önerildiği belirtilen plana verdiği yanıt, ilk bakışta göründüğünden çok daha derin anlamlar taşıyor. Bu, sadece bir ateşkesi kabul edip etmemekten öte, içinde bulunulan zor şartlar altında yapılmış akıllıca bir siyasi hamledir. Peki, bu hamlenin perde arkasında yatanlar neler? Türkiye bu denklemde nerede duruyor? İşte tüm detaylar...
Hamas'ın Şartlı Evet'i: Anlamı Ne?
Hamas'ın bu yeni ve daha gerçekçi plana cevabı ise kelimeleri dikkatle seçerek hazırlanmış, şartlı bir “evet”tir. Hamas, esir takasını kabul ettiğini söylüyor ama bunu iki çok önemli şarta bağlıyor. Birincisi, savaş tamamen ve kalıcı olarak bitecek. İkincisi, İsrail askerleri Gazze’den tümüyle çekilecek. Bu, Hamas’ın önceliğinin sadece esirleri geri almak olmadığını, asıl hedefinin savaşı bitirmek ve İsrail’in Gazze’deki askeri varlığına son vermek olduğunu da gösteriyor diyebiliriz. Yani Hamas, elindeki esir kozunu kullanarak en büyük hedefine ulaşmaya çalışmaktadır. Ancak bu duruş, İsrail’in “Hamas’ı yok etme” ve “Gazze’yi kontrol altında tutma” hedefleriyle tamamen taban tabana zıttır ve barış görüşmelerinin önündeki en büyük engel de tam olarak bu noktadır.
Gazze'nin Geleceği: Teknokrat Hükümet Formülü
Yanıtın en dikkat çekici ve akıllıca kısmı ise Gazze’nin gelecekteki yönetimiyle ilgili olan bölümdür. Hamas, Gazze’nin yönetimini siyasetçilerden değil, işin uzmanlarından (mühendisler, ekonomistler, doktorlar gibi) oluşacak “teknokrat bir hükümete” bırakabileceğini söylemektedir. Aslında bu, dünyaya verilmiş çok önemli bir mesajdır. Hamas bu adımla, “Biz Gazze’yi tek başımıza yönetmekte ısrarcı değiliz, yeter ki Filistin halkı için en doğrusu olsun ve uluslararası toplum bu yönetimi tanısın” demiş olmaktadır. Böyle bir hükümet, Gazze’nin yeniden inşa edilmesi için gereken uluslararası yardımların önünü açabileceği ve Filistinlilerin kendi içindeki bölünmüşlüğünü bitirebileceğine dair umutları taşımaktadır.
Türkiye'nin Filistin Politikası: Ankara'nın Rolü Ne?
Peki, bu durumun Türkiye ve Ankara’nın Filistin politikası için anlamı nedir? Hamas’ın bu tavrı, Türkiye’nin yıllardır savunduğu Filistin politikasıyla neredeyse birebir örtüşmektedir. Şöyle ki :
- Filistin Ulusal Birliği: Ankara, uzun zamandır Hamas ve El Fetih arasındaki bölünmüşlüğün sona ermesi ve Filistinlilerin tek bir ses olarak hareket etmesi gerektiğini savunuyordu. Hamas’ın önerdiği “teknokrat hükümet” fikri, tam da Türkiye’nin arzuladığı bu birliğin sağlanması için atılabilecek en somut adımlardan biridir. Bu, ideolojik farklılıkların bir kenara bırakılıp halkın ihtiyaçlarına odaklanılmasını sağlar.
- Kalıcı Ateşkes ve Çekilme: Türkiye, en başından beri geçici “insani aralar” yerine, savaşın tamamen bittiği, İsrail’in Gazze’den çekildiği kalıcı bir ateşkesi savunmaktadır. Hamas’ın yanıtının merkezine bu şartı koyması, Ankara’nın pozisyonunu sahada destekler niteliktedir.
- Filistinlilerin Geleceği: Metinde, Kudüs’ün durumu veya sınırlar gibi nihai konuların tüm Filistinli grupların ortak kararıyla belirlenmesi gerektiği söyleniyor. Bu da Türkiye’nin “Filistin’in geleceğine yine Filistinliler karar vermelidir” ilkesiyle tam uyumludur.
Özetle Hamas, askeri olarak zor bir durumda olsa da, bu yanıtıyla siyaset sahnesinde kalmak ve söz sahibi olmak istediğini gösteriyor. Sorumluluğu artık İsrail’e ve arabuluculara atıyor. Bu yeni ve uzlaşmacı görünen tavır, özellikle Türkiye gibi Filistin davasını her zaman diplomatik ve adil bir çözümle destekleyen ülkeler için yeni kapılar aralayabilir ve Ankara’nın bölgedeki arabuluculuk ve garantörlük rolünü daha da önemli hale getirebilir. Bu durum, Türkiye'nin bölgedeki etkinliğini artırma potansiyeli taşırken, Filistin halkı için de umut ışığı olabilir.