
İslam Ülkeleri Neden Trump'ın Gazze Planına Destek Verdi? Şok!
ABD Başkanı Trump'ın Gazze planı, İslam ülkeleri liderlerinin beklenmedik desteğiyle gündeme bomba gibi düştü. Peki, bu desteğin ardındaki gerçekler neler? İslam ülkeleri liderleri, İsrail'in en büyük destekçisi olan Trump'ın bu planına neden onay verdi? Bu soruların cevapları, İslam dünyasının geleceği için kritik önem taşıyor.
Trump'ın Gazze Planı: Bir İdam Fermanı mı?
Trump'ın hazırladığı Gazze planının içeriği, aslında Gazze için bir idam fermanı niteliğinde. Planda Hamas'ın devre dışı bırakılması, silahların teslim edilmesi ve Gazze halkının kültürel asimilasyona tabi tutulması gibi maddeler yer alıyor. Bu maddeler, Gazze'nin manevi ve fiziki yapısının tamamen ortadan kaldırılması anlamına geliyor. Planın hayata geçirilmesi durumunda, Gazze'nin geleceği karanlığa gömülecek.
Peki, İslam ülkeleri liderleri, Gazze'nin sonunu hazırlayacak böyle bir plana neden destek verdi? Bu sorunun cevabı karmaşık ve çok katmanlı. Bazılarına göre, bu destek, Gazze'de akan kanın durması ve bölgeye kalıcı bir barışın gelmesi umuduyla verildi. Ancak, bu umut, Gazze'nin idam fermanı anlamına gelen maddelere göz yumulmasını haklı çıkarır mı? Elbette hayır.
Müslüman Liderler Neden Sessiz?
İslam dünyası, nüfus, doğal kaynaklar ve askeri teçhizat yönünden devasa bir güce sahipken, bir vilayet büyüklüğündeki İsrail'in bütün dünyaya meydan okumasına nasıl izin veriyor? 57 İslam ülkesi, toplamdaki iki milyar nüfusuna oranla sadece yüzde bir oranında düzenli asker çıkarsa, bu yirmi milyonluk bir ordu yapar. Belki de dünyanın en büyük gücü olur. Peki o zaman Müslümanlar neden organize olup kendi kardeşlerine sahip çıkmıyor, onları gayrimüslimlerin insafına terk ediyor?
Bu sorunun cevabı, İslam dünyasının içindeki derin ayrılıklar ve çıkar çatışmalarında gizli. İslam ülkeleri liderleri, kendi iktidarlarını koruma ve dış güçlere bağımlılıklarını sürdürme uğruna, Gazze'nin ve Filistin'in haklarını göz ardı ediyorlar. Bu durum, İslam dünyasının geleceği için büyük bir tehdit oluşturuyor.
Batılı güçlere güvenmememiz gerektiğini tarih bize defalarca göstermiştir. Kuran-ı Kerim'de de belirtildiği gibi, düşmanlarımızı dost edinmemeliyiz. Eğer İsrail ve müttefiki ABD bu planı uygularsa, Hamas devre dışı kalacak ve savunmasız bırakılan Gazze halkına her türlü kötülük yapılacaktır. Yakın geçmişteki Bosna faciası ve halen devam eden Doğu Türkistan, Myanmar / Arakan faciaları da bu bağlamda acı birer örnektir.
Türkiye'nin Rolü Ne Olmalı?
Türkiye, İslam dünyasının "ağabeyi" konumunda bulunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konudaki tavrı büyük önem taşıyor. Erdoğan'ın "Anlaşmada en büyük katkıyı biz verdik" sözü, Türkiye'nin bu süreçteki rolünü açıkça ortaya koyuyor. Ancak, Erdoğan'ın Gazze'nin Gazzelilere ait olduğu ve adil bir barışın sağlanması gerektiği yönündeki açıklamalarıyla, Trump'ın planındaki maddeler arasındaki çelişki dikkat çekiyor.
- Türkiye, Trump'ın planında hak ve adalet çizgisine yaklaşma maksadıyla bir güncelleme yapılmasını sağlamalı.
- Hamas'ın, Filistin ve İslam ülkeleri tarafından teşekkül ettirilecek bir yönetime ara çözüm olarak da olsa evet demesi için arabuluculuk yapmalı.
- Erdoğan, Trump'la olan diyaloğunu Gazze halkının huzuru, menfaati ve davası için kullanmalı.
Gazze'nin durumu çok vahim. Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın bekçileri konumundaki bir millet tarihe gömülmek isteniyor. Gazze'nin savunması demek, Mescid-i Aksa'nın, bütün İslam dünyasının ve Türkiye'nin savunması demektir. Bu hususta her Müslüman başını iki elinin arasına alarak bu felaket nasıl önlenir diye düşünmelidir.
Sonuç olarak, Trump'ın Gazze planı, İslam dünyası için bir dönüm noktası olabilir. Eğer İslam ülkeleri liderleri, kendi çıkarlarını değil, Gazze'nin ve Filistin'in haklarını savunursa, bu plan bir fırsata dönüşebilir. Aksi takdirde, Gazze'nin sonu, bütün İslam dünyasının hezimeti olacaktır. Türkiye, bu süreçte kilit rol oynamalı ve Gazze'nin lehine olacak bir çözüm için aktif bir şekilde çalışmalıdır.












