Türkiye, son günlerde siyasi arenada yaşanan gelişmelerle çalkalanıyor. Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturması ve Ekrem İmamoğlu'nun yaşadıkları, kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, akıllara tek bir soru geliyor: "Ya kral delirirse?" Ayşenur Arslan, Günün Köpüğü köşesinde bu kritik soruyu mercek altına alarak, yaşananların perde arkasını aralıyor.
Gizli Tanık Çınar'ın İfadesi Şaşkınlık Yarattı
BirGün Gazetesi'nden İsmail Arı'nın paylaştığı bilgilere göre, İBB soruşturmasında gizli tanık Çınar'a Yakup Öner soruldu. Gizli tanığın "Boğaziçi İmar'dan sorumludur. Hakkında pek bir şey bilmiyorum" şeklinde yanıt vermesi üzerine, "Tarafınıza okunan şahsın beyanları ile alakalı açıklamalarınızı yapınız" denildi. Bu durum, hakkında herhangi bir bilgi veya suçlama bulunmayan bir kişi hakkında görüş bildirmeye zorlanması, soruşturmanın ne denli garip bir hal aldığını gözler önüne seriyor.
Esila Ayık Vakası: Bir Paradoks Mu?
Esila Ayık'ın durumu ise bir iddia olmanın ötesinde, düpedüz bir eziyet olarak nitelendiriliyor. Ayşenur Arslan, bu durumu "Esilay Paradoksu" olarak adlandırarak, siyasi bilimler ve felsefe öğrencilerine şu soruyu yöneltiyor: Bir kişi, bir başkan hakkında "diktatör" dediği için hapse atılır ve kronik rahatsızlıklarına rağmen tahliye edilmezse, bu durum ne anlama gelir?
- A) Başkan'a ne yaparsa yapsın diktatör denemez.
- B) Diktatör tanımı nedeniyle muhatabını hapse atmak, bizatihi o tanımı doğrulamaktır.
- C) Fikrim yok. Olsa da söyleyemem!
Tarih Bize Mi Geçiriyor?
Yaşanan bu olaylar, Türkiye'nin yakın tarihine damga vuran FETÖ ve 17-25 Aralık süreçlerini hatırlatıyor. O dönemlerde yaşananlara tanık olanlar bile, İmamoğlu ve ekibinin başına gelenlerin akıl ötesi olduğunu düşünüyor. Ayşenur Arslan'ın yazısıyla birlikte, kamuoyunda "Tarihi günler mi geçiriyoruz, yoksa tarih bize mi geçiriyor?" sorusu daha da yüksek sesle sorulmaya başlandı.
Sonuç olarak, Türkiye'nin siyasi atmosferi belirsizliklerle dolu. İBB soruşturması, gizli tanık ifadeleri ve Esila Ayık'ın yaşadıkları, hukuk devletinin işleyişi ve ifade özgürlüğü konularında ciddi soru işaretleri yaratıyor. "Ya kral delirirse?" sorusu, sadece bir merak unsuru değil, aynı zamanda demokrasinin geleceği için duyulan endişenin de bir ifadesi olarak karşımıza çıkıyor.