
Okuyucuya Emanet Kitap: Alperen Alparslan Gözen Röportajı
Alperen Alparslan Gözen, ilk kitabı Atların Yenilgisi üzerine yaptığı samimi açıklamalarla edebiyatseverlerin dikkatini çekiyor. Gözen, kitabına ulaşmanın zorluklarını ve okuyucuya emanet edilmiş bir eserin hissettirdiklerini dile getiriyor. Peki, genç yazar ilk eserini yayınladığında neler hissetti? Yazma serüveni nasıl başladı ve onu neler motive etti?
İlk Kitap ve Duygular
Gözen, ilk kitabının yayınlanmasıyla ilgili olarak, "Muzaffer hissetmiştim. Sırtımdaki bütün ağırlığı, gönlümdeki ferahsızlığı Atların Yenilgisi’ni okuyacak insanlara pay etmiş gibiydim," ifadelerini kullanıyor. Kitabına ulaşmanın zorluğunu vurgulayan yazar, eserinin okuyucuya emanet edilmiş olmasının kendisi için ayrı bir anlam taşıdığını belirtiyor. İlk zamanlarda Nişabur’da On Dört Sabah ve Aklıma Mukayyet Ol Leyla gibi eserleri okuyan arkadaşlarının hissettikleri üzerine düşündüğünü söylüyor.
Kitabını ilk eline aldığında hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalıştığını belirten Gözen, "Sanki bu beklediğim, yıllardır hayalini kurduğum bir şey değilmiş gibi. Bir arkadaşıma 'Atsız Bey’in de kitapları Ötüken’den' deyip gülümsedim," diyor. Ardından kitabını ilk olarak değerli dostu Burak Arslan'a imzaladığını ekliyor.
Şiir Yazma Tutkusu ve İlham Kaynakları
Gözen, şiir yazmaya nasıl başladığını anlatırken lise yıllarına dönüyor: "Lise yıllarımın ilk döneminde oldukça hareketli ve istemediği okulda okuyan bir öğrenciydim. Okul adına yarışmalarda dereceye girenlerin sözlü notlarına tam puan verildiğini öğrenince ilk derecemi aldım." Ailesinde de şiirle ilgilenenlerin olduğunu belirten yazar, annesinin yerel yarışmalarda dereceleri olduğunu ve şiire yatkın olmasının sebebinin annesi olduğunu söylüyor.
Şiir yazma anının kendisi için özel bir deneyim olduğunu ifade eden Gözen, 2016-2017 yılları arasında devlet yurdunda tek başına kaldığı bir gün Aklıma Mukayyet Ol Leyla şiirini yazdığını ve o an şiir yazabildiğini hissettiğini belirtiyor. "Şiir yazmaya anlaşılmamak için devam ettim," diyen yazar, şiirin kendisi için bir sığınak olduğunu vurguluyor.
Yazma Alışkanlıkları ve Tavsiyeler
Gözen, yazma alışkanlıkları hakkında bilgi verirken, "Hep zamansız olduğunu net şekilde söyleyebilirim," diyor. Ölülerin Sözcüsü'nü gündüz, dizlerine kadar suyun içindeyken yazmaya başladığını, gece ise bir kalabalığın ortasında bitirdiğini anlatıyor. Zamanları Geri Alma Büyüsü'nü yazmadan hemen önce ise "Kapısızlık" üzerine düşündüğünü belirtiyor.
Defter mi bilgisayar mı sorusuna ise, "İmkânlar neyi gerektirdiyse, o an yazabileceğim neresi varsa oraya yazdım geçmişte. İlk cümleyi her zaman deftere yazmayı tercih ederim," cevabını veriyor. Kalem ve kağıdın büyüsüne inandığını söyleyen Gözen, şiir yazmaya yeni başlayanlara şu tavsiyelerde bulunuyor: "Şiirimin peşinden giden arkadaşlarıma sayısız defter açılmasını, kalemlerinin kapılar inşa etmesini temenni ediyorum."
Alperen Alparslan Gözen'in samimi ve içten açıklamaları, genç yazarın edebiyat dünyasında adından söz ettireceğinin sinyallerini veriyor. Okuyucuya emanet edilen kitapların değeri ve şiirin insan ruhundaki iyileştirici gücü, Gözen'in eserlerinde hayat bulmaya devam edecek gibi görünüyor.