Türkiye'ye Barış Çağrısı: Adil Reformlar Şart mı?
Gündem

Türkiye'ye Barış Çağrısı: Adil Reformlar Şart mı?


06 November 20255 dk okuma5 görüntülenmeSon güncelleme: 07 November 2025

İnsan hakları örgütleri, Türkiye'ye adil ve kalıcı bir barışın tesisi için önemli bir çağrıda bulundu. Human Rights Watch (HRW),Turkey Litigation Support Project (TLSP) ve International Commission of Jurists (ICJ),Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na seslenerek, Kürtler ve tüm topluluklar için hak, adalet ve hukukun üstünlüğünü sağlayacak somut reformlar talep etti. Bu çağrı, komisyona sunulan yazılı bir brifingle desteklendi.

Reform Çağrısının Detayları

Üç kuruluşun ortak brifingi, komisyona kalıcı ve hak temelli bir barışı mümkün kılacak reformlara öncelik verilmesi gerektiğini vurguluyor. Komisyon, PKK'nin silah bırakma ve kendini feshetme kararının ardından Ağustos 2025'te TBMM tarafından kurulmuştu. Resmi amacı ise "toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi, milli birlik ve kardeşliğin pekiştirilmesi ile özgürlük, demokrasi ve hukuk devleti alanlarında çalışmalar yapmak" olarak belirlenmişti.

HRW Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, "Kırk yıllık çatışmanın bitmesi, yalnızca silahların susmasıyla değil; barışçıl ifade ve siyasi faaliyetleri kriminalize eden yasaların değiştirilmesiyle mümkün" dedi. Williamson, komisyonun elinde çatışma sonrası toplumu şekillendirmek için eşsiz bir fırsat olduğunu ve susturma ile ötekileştirme amacıyla kötüye kullanılan hükümlerin kaldırılması gerektiğini belirtti.

Kuruluşların brifingi, sahadan izleme, belgeleme ve dava deneyimine dayanarak, özellikle ceza hukuku hükümlerinin ayrımcı ve siyasi saiklerle kötüye kullanılmasına odaklanıyor. Brifing, acil yapısal değişim ihtiyacını dört ana başlık altında topluyor:

  • Terörle mücadele mevzuatında reform: Silahlı gruplarla fiili ve somut bağlantısı olmayan kişilerin soruşturulması ve cezalandırılması için kullanılan muğlak ve aşırı geniş hükümler kaldırılmalı ya da köklü biçimde değiştirilmeli.
  • Seçilmiş temsilcilere karşı ceza hukukunun kötüye kullanımına son: Milletvekilleri ve yerel yöneticilerin barışçıl siyasi ifadeleri nedeniyle keyfi biçimde görevden alınması, özgürlüklerinden yoksun bırakılması ve yargılanması uygulamalarına son verilmeli.
  • Barışçıl toplanma hakkının güvence altına alınması: Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ve uygulamalar reforme edilmeli; kitlesel toplantılar demokratik katılımın olağan parçası olarak görülmeli.
  • “Umut hakkı”nın tanınması: Ağırlaştırılmış müebbet cezalıların salıverilme talepleri için anlamlı ve denetlenebilir bir mekanizma oluşturulmalı.

Yargı Bağımsızlığı ve Hesap Verebilirlik Vurgusu

Brifing, ayrıca iki enlemesine (yatay) alana işaret ediyor: yargı bağımsızlığı ve hesap verebilirlik. Yargının hukuka aykırı etki ve baskılardan kurumsal olarak korunması, dış müdahale ve ayrımcılık olmaksızın hukukun üstünlüğünü herkes için güvenceye alması için somut adımlar atılmalı. Çatışma sürecini belirleyen ağır insan hakları ihlallerindeki cezasızlık son bulmalı; hakikatin ortaya çıkarılması ve adaletin sağlanması için güvenilir mekanizmalar geliştirilmelidir.

ICJ Avrupa ve Orta Asya Program Direktörü Temur Shakirov, Komisyonun "sembolik tavsiyelerin ötesine geçerek çatışma, baskı ve cezasızlığı ayakta tutan yapısal adaletsizlikleri ve ayrımcı düzenlemeleri ele alması gerektiğini" vurguladı. Shakirov, kalıcı barışın insan hakları güvencelerinin yaptırım gücüyle tesis edilmesi, hesap verebilirlik ve demokratik kapsayıcılığın güvence altına alınmasıyla mümkün olduğunu belirtti.

Bu çağrı, Türkiye'nin geleceği ve toplumsal huzuru için kritik bir öneme sahip. İnsan hakları örgütlerinin vurguladığı adalet reformları, ülkenin demokratikleşme sürecine önemli katkılar sağlayabilir ve kalıcı bir barışın temelini oluşturabilir. Komisyonun bu çağrıya nasıl yanıt vereceği ve hangi adımları atacağı, önümüzdeki dönemde yakından takip edilecek.