
Yakup Kadri'nin Zoraki Diplomatlığı: Bir Sürgün Mü, Görev Mi?
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak, sadece edebi eserleriyle değil, aynı zamanda gazetecilik, siyaset ve diplomatik görevleriyle de iz bırakmıştır. Yaklaşık 60 yılını yazarlığa, 50 yılını gazeteciliğe, 45 yılını aktif siyasete ve 30 yılını diplomatlığa adayan Yakup Kadri, bu çok yönlülüğüyle dikkat çekmektedir. Onun "Zoraki Diplomat" adlı eseri, bir yazarın gözünden diplomasi dünyasına ve Türkiye'nin çalkantılı dönemlerine ışık tutmaktadır.
Zoraki Diplomat: Bir Sürgün Hikayesi Mi?
Yakup Kadri'nin "Zoraki Diplomat" olarak adlandırdığı bu süreç, aslında onun Ankara'dan uzaklaştırılmasıyla başlar. Kadro dergisinin kapatılmasının ardından Tiran'a gönderilmesi, Yakup Kadri için bir görevlendirmeden ziyade bir sürgün olarak algılanır. Daha önce hiçbir devlet görevi üstlenmemiş olan yazar, sağlık sorunlarını gerekçe göstererek affını istese de başarılı olamaz. Böylece, hayatının 30 yılını etkileyecek olan diplomatlık günleri başlar.
Yakup Kadri, bu süreçte sadece bir devlet adamı olarak değil, aynı zamanda bir romancı olarak da gözlemler yapar. Türkiye'nin dahil olmadığı İkinci Dünya Savaşı'nı en canlı şekilde aktarır, kültürler arası çatışmaları çözümlemeye çalışır. Bu durum, "Zoraki Diplomat"ı son derece verimli bir içerik haline getirir.
Eser, Yakup Kadri'nin kişisel tarihini anlatırken, aynı zamanda bir dönem okuması yapılmasına da imkan sağlar. Yazar, elçilik yaptığı ülkelerin siyasi koşullarını, tarihi dokusunu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerini ele alırken, kendi yaşadığı çatışma ve gerilimleri de işler. Ayrıca, diplomatlık mesleğinin incelikleri, protokoller, herhangi bir gündelik hadisenin dahi nasıl temsiliyet meselesine dönüştüğü gibi detaylar da verilir.
Diplomat Bir Romancının Gözünden Dünya Siyaseti
Yakup Kadri, diplomatlık hatıralarını anlatırken devrin dünya siyasetine dair sorunları da gündeme getirme fırsatı bulur. Elçilik yaptığı ülkelerin diğer ülkelerle ilişkileri ve Türkler hakkında görüşleri, dünyanın ikinci küresel çaplı savaşa gidiş süreci, savaş yıllarının ayrıntıda kalan çatışmaları hatıralarda işlenen meseleler arasında sıralanabilir. Ayrıca elçi olarak gönderildiği ülkelerin siyasi sorunları, güncel meseleleri, kültürel dokusu da hatıralar kapsamında işlenen meseleler arasındadır.
Yakup Kadri, elçilik yaptığı ülkelerin siyasi ve kültürel geçmişlerinden bahsederken adeta bir gezi yazarı gibidir. Özellikle La Haye elçiliğini anlattığı bölümde Hollanda’nın kendi üzerinde bıraktığı intibaların yanı sıra ülkenin tarihteki misyonunu, Rönesans dönemindeki etkin rolünü de aktarır.
Yakup Kadri'nin "Zoraki Diplomat" eseri, sadece bir diplomatın anıları değil, aynı zamanda bir romancının gözünden dünya siyasetine ve kültürler arası ilişkilere dair önemli bir bakış açısı sunmaktadır. Bu eser, hem Yakup Kadri'nin hayatını ve düşüncelerini anlamak, hem de Türkiye'nin yakın tarihini ve dış politikasını değerlendirmek için önemli bir kaynaktır.
Eserlerinde ve Hayatında Modernleşme Çalkantıları
Yakup Kadri'nin hayatındaki çalkantılar, aslında ülkenin yaşadığı büyük kırılmaların bir yansımasıdır. İşgal yıllarında düşman olan İngilizler, İkinci Dünya Savaşı'nda gizli müttefikken Birinci Dünya Savaşı müttefiki Almanlar, geri durulması gereken bir tehlike konumuna gelmiştir. Romanlarında gündeme ve modernleşmeye dair sorunları, çatışmaları kurgulayan Yakup Kadri’nin hayat hikâyesinde görülen çalkantıların, kısa zamanda büyük kırılmalar yaşayan ülkenin gerçeklerinin yansımasından kaynaklandığı düşünülebilir.
Yakup Kadri, diplomatlık hatıralarının son bölümünde, diplomatlığının ‘zoraki’ sıfatını Moliere’in Zoraki Tabib’inden aldığını belirtir ve bu suretle hatıralarının klasik diplomatlarınkinden ayrıldığını vurgular. Buradaki zoraki vurgusu, zorlanmış olmaktan ziyade ironik bir söylem taşır. Yakup Kadri, bu zorakiliğin sağladığı imkânla yirminci yüzyıl Avrupa’sını ve Şark’ını, insani duyarlılıkla gözlemleme imkânı elde eder. Hatıralarında da devletler arası ilişkilerden yahut diplomatik kaidelerden bahsetmekten çok dünyanın içinde bulunduğu krizi gözler önüne serer.
Sonuç olarak, Yakup Kadri'nin "Zoraki Diplomat" eseri, bir yazarın gözünden diplomasi dünyasına ve Türkiye'nin çalkantılı dönemlerine ışık tutan önemli bir eserdir. Bu eser, hem Yakup Kadri'nin hayatını ve düşüncelerini anlamak, hem de Türkiye'nin yakın tarihini ve dış politikasını değerlendirmek için önemli bir kaynaktır. Yakup Kadri'nin bu eseri, Türk edebiyatının ve düşünce dünyasının önemli bir parçası olarak her zaman okunmaya ve tartışılmaya değer olacaktır.